Kainatta ki bütün varlık büyük ihtimalle parçacık şeklindeki temel yapılardan oluşmaktadır. Parçacıklar az yoğunluklarda parçacık şeklinde belli bir yoğunluktan sonra dalga şeklinde davranmaktadırlar.
Kainatın temel var oluşunda mekan yani uzayın olması şarttır. Varlık yani nesneler bu uzay ortamında yer almaktadırlar.
Öte yanda kainatı gözlediğimizde her şey hareket halindedir. Hareket bütün nesnel varlığın ortak eylemidir.Hareket iki farklı nokta arsında; düz, spiral, dairesel olabildiği gibi, belli bir noktada kendi etrafında dönmek şeklindede olabilmektedir.
Eylemden bahsedildiğinde zaman mutlak şekilde devreye girer. Bir zorunluluk olarak var olmalıdır. Nesnenin eyleminde zorunlu olan başka bir şeyde uzaydır.
Hareket ancak belli bir noktadan başka bir noktaya ya da belli bir formdan başka bir forma yer değiştirmek ya da dönüşmek demektir. Zaman ve uzay özellikle yer değiştirme şeklindeki harekette mutlak bir zorunluluk olarak gerekir. Başka bir deyişle eğer zaman ve uzay olmazsa varlık ve dolayısıyla varlığın eylemi de mümkün olamazdı.
Kainatı gözlediğimizde varlık nesne şeklinde vardır. Ancak hangi formda olursa olsun varlığın bir de eylemi yani fiili vardır. Fiilden ya da eylemden bahsedebilmek ancak zaman ve uzay ile mümkündür.
Eylem; varlık nesnesinin zamana bağlı olarak uzaydaki hareketidir.
Hareket bütün eylemlerin anası, temelidir. Ancak şu andaki bilgilerimizle hareketin nasıl mümkün olabildiğini henüz izah edemiyoruz. Varlık nesneleri arasındaki çekme ya da itme etkisinin nasıl mümkün olabildiğini henüz bilemiyoruz. Ancak varlığını gözlüyoruz. Varlığın nesnesi hacim ve yoğunluk olarak büyüdükçe çekme ya da itme etkiside artmaktadir. Bu etki çevredeki cisimler üzerine aradaki mesafenin karesi ile ters orantılı olarak artmakta ya da azalmaktadır.
Karşımızda büyük sorular var. Varlığın oluştuğu temel parçacıklar nasıl hareket edebiliyor? Enerji demeyin. Çünkü enerji dediğimiz şeyin kendisi zaten atom altı parçacıklardan başka bir şey değildir. Sorumuz zaten onların hareketi ile ilgilidir. Bu atom altı parçacıklar nasıl hareket edebiliyor? İlk hareketi izah edemediğimiz için bazı bilim felsefecileri bunu ilahi bir güçle açıklama yoluna gitmişler. İlk fiskeyi tanrının vurarak hareketi başlattığını ileri sürenler olmuş. Ancak bu çok açıktır ki bilimsel bir izah değildir.
Öte yanda yine bu hareketin bir formu olarak gözlediğimiz çekme ya da itme hareketleri nasıl mümkün olabilmektedir?
Henüz çözemediğimiz sorulardan biriside nesnenin kütlesi ve gravitasyon dediğimiz kütleyle ilişkili olan çekme harketidir.
CERN'deki deneyler bu sorularımıza cevap bulabilecek mi? Bekleyip göreceğiz.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder